7 Kasım 2019 Perşembe

ANEMON ÇİÇEĞİ ÖYKÜSÜ




anemon çiçeği


Ölümlü Adonis ile aşk tanrıçası Afrodit birbirlerine kör kütük aşıktır. Fakat bu aşk, Afrodit’in eski sevgilisi savaş tanrısı Ares’ in kıskançlığının kurbanı olur; Adonis bir gün avlanırken, Ares onu vurur. Afrodit kurtarmak için koşsa da o yetişene kadar Adonis ölür. Afrodit bir törenle sevgilisinin vücudunu kokular ile ovar ve onu ölüler diyarına götürmek üzere kucaklar, bu sırada Adonis’ ten damlayan kanlarla vücudundan yayılan güzel kokular birbirine karışır ve yeryüzüne dökülerek birer çiçeğe dönüşürler. Bu çiçeğe Adonis ile Afrodit’in aşkı anısına Anemon ismi verilmiştir.

SÜMBÜL ÇİÇEĞİ ÖYKÜSÜ


sümbül çiçeği
Hyacinthus, Spartalı ve son derece yakışıklı bir delikanlıdır ve hem Güneş tanrısı Apollon hem de batı rüzgarının tanrısı Zefirus bu delikanlıya derin bir aşk beslemektedir. Bir gün ona kendilerini beğendirebilmek için bir yarışmaya tutuşurlar, bu bir disk atma yarışıdır.
Hikayenin sonu ile ilgili iki rivayet vardır;
-Birincisi Apollonun yanlışlıkla genci vurduğu ve onu öldürdüğü yönündedir.
-Bir diğer rivayet ise Zefirus’un kıskançlığının gencin ölümüne sebep olduğudur, bir rüzgar çıkararak Apollon’ un diskinin gence isabet etmesini sağlar ve genç ölür.
İşte Sümbül ismini bu talihsiz delikanlıdan almaktadır.

LALE ÇİÇEĞİNİN ÖYKÜSÜ

lale


Lale çiçeği de Ferhat ile Şirin öyküsüne dayanmaktadır.
Rivayete göre Şirin’in aşkından bedbaht olup çöllere düşen Ferhat, keder içinde dolaşırken, aşkı uğruna döktüğü her gözyaşı damlası kum taneleri üzerinde kan kırmızı bir çiçeğe dönüşür.
Bu çiçeğe lale denir. Lale Anadolu’dan köken alan yüzyıllar boyu bahçelerin baş tacı olmuş bir çiçektir. Osmanlı İmparatorluğu’nun bir dönemi onun ismiyle anılmıştır, fakat Osmanlının çökmesiyle Anadolu’da unutulmuş, bir süre sonra Hollanda’ da yeniden önem kazanmıştır.
Bugün Hollanda’nın sahiplendiği bu Anadolu çiçeğinin, Osmanlıdaki ehemmiyetinin büyük olduğu çok daha eski dönemlerde, padişahlar tarafından Hollanda’ya hediye olarak gitmiş olması da enteresandır.

AĞLAYAN GELİN ÇİÇEĞİNİN ÖYKÜSÜ


ağlayan gelin çiçeği
“Ters Lale”, Hakkari bölgesinde yetişen ve son derece özel bir çiçektir. Diğer ismi Ağlayan Gelin olan bu çiçeğin ismi temelde dinsel bir temaya dayanır. anlatılan 2 tane hikayesi vardır. Bunlar şöyledir;
1- Hıristiyan aleminde var olan bir inanışa göre; İsa çarmıha gerilmeye giderken geçtiği yoldaki tüm çiçekler saygı ve üzüntüyle eğilir, bir tek Ters Lale boyun eğmez ve mağrurluğunu korur.
Fakat İsa’nın ona bakışlarından ve ardından çarmıha gerilmesinden son derece etkilenen bu çiçek, üzüntü ve utançtan boynunu eğer ve ağlamaya başlar.
Bu hikayeden ötürü bu çiçek Hristiyan aleminde kutsal sayılmaktadır.
2- Diğer bir öykü ise, geçmişte Hakkari Bölgesi‘nde yaşayan Asuri’ler inde her sabah göbeğinden su yaydığı için ona ‘Ağlayan lale’ ismini taktığı ve bu yüzden kutsal saydığı “Ters Lale”, günümüzde de son derece değerli ve koruma altına alınmış durumdadır.
(Fritillaria İmperialis , ‘Kejan lalesi’ halk arasında ise Ağlayan Gelin, Kerbela ve Kral lalesi olarak da bilinmektedir.)

KARDELEN ÇİÇEĞİNİN ÖYKÜSÜ












BİR KARDELEN ÖYKÜSÜ





Kardelen çiçeği, etrafındakilerin dostlarının anlatımıyla güneşe aşık olur. Aslında hayatında güneşi hiç görmemiştir. Çünkü bilir ki güneşi gördüğü an canından olacaktır. Ama bu aşk içinde öyle büyür öyle büyür ki artık dayanılmaz bir hal alır ve Allah’a dua eder, bana bir defacıkta olsun güneşi görmeyi nasip et diye.... Ve bir gün dayanamaz Allah’ın huzuruna çıkar ve şöyle der; “Allahım güneşi görmem için bana izin ver.” Allah’ta ona şöyle seslenir; “Ey kardelen bilmez misin ki sen narin bir çiçeksin ve güneşle karşılaştığın an canından olabilirsin. İyi düşün sana iki gün mühlet veriyorum, ya güneş ya canın .” Kardelen yüce Rabbin huzurundan ayrılır ve düşünür. Ama içindeki güneş sevdası adeta onu içten içe kemirir. 2.günün sonunda Rabbin huzuruna çıkar ve şöyle der; “Bu aşk beni öyle büyüledi ki güneşi görmek için can atıyorum. Allah’ta ona; “Cesaretini taktir ederim ey kardelen ama bir yandan da üzülürüm, çünkü canından olacaksın.” der. Ve kardelen güneşi görmenin aşkıyla tutuşurken karın üstüne çıkmaya karar verir. Tam o beyaz karın içinden kafasını çıkardığı an güneşi görür, ama ona daha önce söylendiği gibi canından olur. Bu olay herkesin kalbinde yer eder. Herkes çocuklarına ve torunlarına bu olayı anlatır, nasihatte bulunurlar. “Eğer günün birinde aşık olursan, birini çok seversen KARDELEN gibi cesaretli ol. Eğer KARDELEN kadar cesaretin yoksa sakın aşık olma!!!

ANEMON ÇİÇEĞİ ÖYKÜSÜ

Ölümlü  Adonis  ile aşk tanrıçası  Afrodit  birbirlerine kör kütük aşıktır. Fakat bu aşk, Afrodit’in eski sevgilisi savaş tanrısı  Ar...